Bugün yine büyük bir işsizlik içerisinde biricik siteme girdim ve şaşırtıcı bir şekilde, ne yazsam bilemedim! Ve aklıma gelen pek dahiyane fikir beni kurtardı ve dedim ki: "Aktivite yazalım lan!"
Malumunuz, her ne kadar inkar etsek de boşa geçirdiğimiz çok fazla zaman var. Boşa geçeceğine bir şeylerle değerlendirmek lazım bu zamanı. Aktif olmak lazım, bir şeylerin ucundan tutmak lazım!
Hakkımda sayfasını ziyaret edenler bilir, bin bir çeşit işin ucundan az buçuk tutmuşluğum, belki hemen belki uzun süre sonra bırakmışlığım vardır. Bu yüzden bu muhteşem(!) deneyimlerimi de sizinle paylaşmaya karar verdim. Dedim ve yapıyorum. Peki ben ne yapıyorum? Şimdi sizlere kronolojik sırayla ne yaptığımı hemen anlatayım.
Sene 2003. Çiziyorum. (Yılı parmaklarıyla sayarak hesapladı.)
İkinci sınıftayken resim kursuna yazıldım ve çizdiğim antin kuntin resimleri az buçuk hatırlayıp utanıyorum. Ama olsun, resim resimdir, çizmek de iyidir.
Tabii ki o zamanlar böyle bir şeyi çizemezdim. Hoş, şimdi de çizebiliyor sayılmam ve çizmedim de zaten. Ama bu resim çizim tekniğini çok iyi anlatıyor bence. Çizmeyi o zamandan sonra bırakmıştım ama sekizinci sınıfta tekrar başladım. Bunu da o zaman öğrenmiştim. Çizmek için böyle bir şeyler yapmam gerektiğini anladığım an, dünyanın en önemli bilgisini kazanmış gibi sevinmiştim, hala da sevinçliyim. :P
Siz de çizin! Hatta saçma sapan karalamalar yapın, bence çok eğlenceli!
Sene 2004. Vuruyorum(!)
Hayır canlarım, önüme geleni dövmek gibi bir huy edinmedim. Tabii o da çok iyi bir seçenek(:P) ama ben karateyi tercih ettim. O zamanlar çocuktuk tabii. Ama oradaki herkesin hemen şu havaya girdiğinin de farkındayım;
Ama o kıyafetleri giyince ister istemez hacılar, oluyor yani. :P
O zamanlar minnak bir çocuk olan ben, karate hocası tarafından 'cimcime' diye çağırılırdım ve bunu 'cin' kelimesiyle bağdaştırarak bana hakaret ettiğini falan sanırdım. Özür diliyorum hocam, bilmiyordum valla.
Derken, karate maceram ertesi sene sona erdi. Neden? Çünkü dersane denen acınası gerçekle yüzleştirildim ve sosyal hayatım 7.8 şiddetinde sarsıntı geçirdi.
Sene 2005. Oynuyorum.
Şimdi kesin böyle bir halk oyununa falan başladığımı düşüneceksiniz ama olmadı. Aslında ben onu da istemiştim ama olmadı. Sosyal hayatı sıkıntıya giren ben, bu sefer de şuna el attım;
Satranç! Hala da oynarım, çok da severim. Zaten nasıl bir şeyse insan başlayınca da bırakamıyor. Öyle bir değişik bi şey.
Sene 2007. Yazıyorum.
Altıncı sınıftayım ve bilgisayarda oyun bulamayınca mağdur ben(:P) açıyorum bir Word dosyası, sonrası çok pis. :D Aklıma gelen bütün masallardan ortaya bir çorba yazıp hikayenin, ya da masalın adını da Masal Kazanı koyuyorum. :D Benden size tavsiye, çok çok sıkıldığınız bir an aklınıza gelen her şeyi birleştirip bir hikaye yazın ve kaydedin, yıllar sonra açıp okuduğunuzda acayip eğleniyorsunuz. :P
Sene 2009. Yine çiziyorum.
Sekizinci sınıf olmuşum, hala çizgi filmlerin etkisinden çıkamamışım. Öyle de bi mallık. Ehem ehem... Neyse efenim, şimdi hep beraber Yumurcak TV izliyoruz. :P
Janggeum'un Rüyası diye bir çizgi film buldum televizyonda ve manyamaya başlayarak da izledim efendim. Hatırlıyorum, saat 18:00 gibi başlardı ve ben akşam yemeği yemeyip bunu izlerdim. :P Şu sol üstteki amcaya da dehşet bir sevgi duyma sebebimdir, öyledir.
Önce defterlerimin kenarına, köşesine, en arka ve en ön sayfalarına abuk dubuk resim çizmekle başladı bütün olay ve çiz Allah çiz gitti. İşte anime denen koca mevzuyla ve Kore denen apayrı mevzuyla tanışma serüvenim böyle de başladı.
Sene 2011. Çalıyorum.
Aslında bendeki müzik olayı tam olarak beşinci sınıfta koroya seçilmemle başlamıştı. Ki ben öyle umutsuzdum ki adam beni seçince bir şoklar bir şoklar anlatamam! :P Sonra müzik derslerine flüt dahil oldu. Herkes 'Çalamıyorum!' diye isyan edip müzik derslerini korkuyla takip ederken ben, çoook büyük bir zevkle flüt çalardım. Ahanda o zaman da müzik ilgim olduğunu az buçuk çakmış durumdaydım. Sonra da 'gitar' başladı. 11. sınıfın yaz tatili.
O zaman başladı ve hala da devam ediyor. Sadece iki aylık bir kursa gittim ve iki vuruş, birkaç tane de akort öğrendim. Sonra internet sağ olsun kendimi biraz daha geliştirdim. Çalıyorum ve söylüyorum. Her ne kadar profesyonel olmasa da. :P
Sanırım üstte bahsettiğim bütün olayları şimdi devam ettiriyorum, karate hariç. :P Herkese de tavsiye ederim, yapın böyle bir şeyler.
Şimdiki hedefim ahşap boyama, ona da başlayacağım, nihahahah! :P
Çaylak yazdı.






Hiç yorum yok:
Yorum Gönder